Kuruluş Tarihi: 375
Yıkılış
Tarihi: 454
Kurucusu: Balamir
Başkenti: Etzelburg
Dili:
Hun Türkçesi
Devlet Başkanı: İmparator
IV. yüzyılın sonlarına doğru Balamir’in
önderliğinde batıya doğru göç eden Hunlar, Kavimler Göçü’ne neden olmuşlardı.
Hunların bir kısmı Doğu Anadolu’ya yönelirken, bir kısmı da Balamir’in ölümünden
sonra, oğlu ya da torunu olduğu sanılan Ildız’ın liderliğinde Karpat dağlarını
aşıp Macaristan’a girerek Avrupa Hun İmparatorluğu’nu kurdu.
Ildız Dönemi
Avrupa Hun İmparatorluğu’nun dış
politikası Ildız zamanında belirlenmiştir. Bu politikaya göre; Bizans baskı
altında tutulacak ve Cermen kavimlerine karşı Batı Roma İmparatorluğu ile
işbirliği yapılacaktı. Hunların Tuna boylarında görülmesi Kavimler Göçü’nün
ikinci büyük dalgasını başlattı. Bunun sonucunda Barbar Kavimleri Roma
topraklarına girmeye başlayınca, Batı Roma Ildız’dan yardım istemiştir. Ildız,
bir yandan Batı Roma’yı Germen (Barbar) kavimlerden kurtarmış, bir yandan da
Vandal, Süev, Alan gibi Germen kavimlerini Ren Nehri ötesine, Galya’ya (Fransa)
göçe zorlamıştır.
409 yılında Tuna’yı geçen ve Bizans’a
gücünü göstermek isteyen Ildız, kendisiyle barış görüşmeleri yapmak için
gönderilen Bizans elçisine "Güneşin
battığı yere kadar her yeri zapt edebilirim" diyerek
meydan okumuştur. Ildız zamanında Hunlar, Orta Avrupa’dan Hazar Denizi’nin
doğusuna kadar uzanan geniş topraklara sahip olmuşlardır. Onun çalışmaları
sonucunda Hunlar, V yüzyılda merkezi otoriteye sahip kuvvetli bir devlet olarak
ortaya çıktılar. Ildız’ın 410 yılında ölümünden sonra yerine Karaton geçti. On
yıl kadar hükümdarlık yapmış olan Karaton dönemi ile ilgili bilgiler son derece
azdır.
Rua Dönemi
Karaton’dan sonra 422 yılında, Hun
hükümdar ailesine mensup dört kardeşten biri olan Rua, ülkeyi diğer kardeşleri
Muncuk, Oktar ve Aybars ile birlikte yönetti. Rua, Bizans’ın Hun Ordusunu isyana
kışkırtmak ve bağlı kavimleri Hunlardan ayırmak amacıyla, Hun topraklarına
gönderdiği casusları bahane ederek Bizans üzerine bir sefer düzenledi (422). Hiç
bir direniş gösteremeyen Bizans, ağır bir vergiye bağlandı. Bu sırada Batı Roma,
iç karışıklıklar içinde bulunuyordu. Bu durumdan yararlanmak isteyen Bizans
imparatoru II. Theodosius (408-450) İtalya üzerine ordu ve donanma gönderdi. Bu
gelişmeler sonucunda Batı Roma Rua’dan yardım istedi. Hun hükümdarı Rua da, 60
bin kişilik bir kuvvetle İtalya üzerine yönelince, II. Theodosius savaşmayı göze
alamadan çekilmek zorunda kaldı. Buna rağmen Bizans, fırsat buldukça Hun
idaresinde yaşayan toplulukları kışkırtmaktan da geri durmuyordu. Bunun üzerine
Rua, Bizanslı tüccarların Hun ülkesinde ticaret yapmalarını ve ücretli asker
toplamalarını yasakladı. Bizans üzerine yapacağı yeni bir sefere hazırlanırken
434 yılında öldü. Yerine kardeşi Muncuk’un oğlu Attila geçti.
Attila Dönemi
Rua’dan sonra Hunların başına Attila ve
kardeşi Bleda birlikte geçtiler (434). Attila, babasını küçük yaşta
kaybettiğinden dolayı amcası Rua’nın yanında yetişmiş, birlikte savaşlara
katılmış, devlet yönetimini ve Hun siyasetini öğrenme fırsatı bulmuştu. Her ne
kadar büyük kardeşi Bleda ile tahtı paylaşmış ise de, tüm yetkiler Attila’da
olmuştur.
Attila, Hun-Bizans ilişkilerini yeniden
düzenlemek istiyordu. 434 yılında Attila’nın, Rua’nın Bizans üzerine yapmayı
düşündüğü ve yapamadığı sefer için hazırlıklara başladığını öğrenen Bizanslılar,
ona barış elçileri gönderdiler. Hun hükümdarı Attila da elçileri, Tuna ve Morova
nehirlerinin birleştiği yerde bulunan Margos Kalesi önünde karşıladı. Attila
isteklerini, barış koşulları olarak yazdırdı. Böylece 434 yılında Bizans ile
Margos Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre;
- Bizans, Hunlara ödemekte olduğu vergiyi
iki katına çıkaracak,
- Bizans, Hunlara bağlı kavimlerle görüşmeler
ve antlaşmalar yapmayacak,
- Ticari ilişkiler sınır kasabalarında
devam edecek,
- Bizans, elinde bulundurduğu Hun esirlerini iade
edecekti.
Bleda’nın 445 yılında ölmesi üzerine
Attila tek başına Hun hükümdarı oldu. Attila’nın amacı, Doğu ve Batı Roma
imparatorluklarını egemenliği altına almaktı.
Attila’nın Batı Roma’ya
Yardımı
Attila, Margos Antlaşması’ndan sonra
ülkenin doğu bölgesini denetimi altına aldı. Volga boylarındaki Ak-Oğurların
ayaklanmalarını bastırarak itaat altına aldı (435). Bu sırada iç karışıklıklar
içinde bulunan Batı Roma, Hunlardan yardım istedi. Romalı komutan Aetyus’a
yardıma gelen Hun birlikleri isyanları bastırdı. Oktar komutasındaki bir Hun
ordusu Burgondlara karşı büyük bir zafer kazandı (436). Bu savaş ile ilgili
olarak zamanla efsaneler türemiş ve Almanlar’ın ünlü Nibelungen destanlarının
konusunu Hun-Burgond mücadelesi oluşturmuştur.
Attila’nın Seferleri
I. Balkan Seferi (441–442)
Bizans’ın Margos Antlaşması’nın
şartlarına uymaması, Bizanslı tüccarların ticari ilişkilerde sahtekârlık yaparak
Hunları aldatmaları üzerine Attila, Bizans üzerine sefere çıktı. Doğu Trakya’ya
kadar ilerleyen Hun ordusundan çekinen Bizans barış istedi (442). Yapılan bu
antlaşmaya göre; Bizans ödemekte olduğu vergiyi artıracaktı. Ayrıca bazı sınır
kaleleri ile Tuna boyundaki kaleleri ele geçiren Attila, böylece Balkanlar’ın
yolunu Hun ordularına açtı.
II. Balkan Seferi
(447)
Bizans’ın, Hun kaçaklarını geri vermekte
ağır davranması, Hun yönetimindeki bazı Germen kavimlerini kışkırtması, yıllık
vergisini ödemek istememesi gibi nedenlerden dolayı Attila, yeniden Bizans
üzerine sefere çıktı (447). İkiye ayrılan Hun ordusunun bir kolu Yunanistan’a
girip Teselya’ya kadar ilerledi. Attila’nın yönetimindeki diğer kol ise Sofya,
Filibe ve Lüleburgaz şehirlerini ele geçirip Büyük Çekmece önlerine kadar
sokuldu. Bizans İmparatoru II. Theodosius barış istemek zorunda kaldı.
Bizans
elçisi Anatolyos ile Attila arasında yapılan bu antlaşmaya Anatolyos Antlaşması
denir. Buna göre;
- Bizans, ödediği yıllık vergiyi üç
katına çıkaracak, Bizans, savaş tazminatı ödeyecek,
- Niş’de bir
ortak pazar kurulacak,
- Tuna’nın güneyinde beş günlük mesafedeki
yerler askerden arındırılacaktı.
Batı Roma (Galya) Seferi
(451)
Bizans üzerinde kesin egemenlik kurduğuna
inanan Attila, bu sefer de Batı Roma’ya yöneldi. Batı Roma üzerine yapacağı
sefere bir bahane bulması gerekiyordu. Kendisine daha önce bir nişan yüzüğü
gönderen İmparator II. Valantien’in kız kardeşi Honoria’nın (Honorya) teklifini
kabul ettiğini bildirdi. Çeyiz olarak da imparatorluğun yarısını istedi. Bu
isteğinin kabul edilmemesini savaş sebebi sayan Attila Batı Roma seferine çıktı.
İki ordu, Batı Roma’nın asker deposu sayılan Galya’nın Katalon Ovası’nda
karşılaştı. Batı Roma ordusunun başında Aetyus (Aetius) adında bir komutan
bulunuyordu. Yapılan savaş çok şiddetli geçti. Bir gün boyunca kıran kırana
süren savaşın galibi belli değildir. Ancak bu savaştan sonra, Romalı General
Aetyus’un gözden düşmüş olması ve bir yıl sonra Roma üzerine yürüyen Attila’nın
karşısına askerî bir güç çıkaramamaları, Batı Roma İmparatorluğu’nun asker
deposu durumunda olan Galya’yı saf dışı bıraktığının delilidir. Attila’nın
karşısına Roma ordusunun çıkmaması, Romalıların bu savaşta çok büyük kayıplar
verdiklerinin bir kanıtıdır.
İtalya Seferi
(452)
Attila, zaman geçirmeksizin destekten
mahrum kalan ve iyice gözden düşen İtalya’ya, 452 yılında yüzbin kişilik bir
orduyla Alpleri aşarak girdi. İtalya, Attila’nın karşısına bir ordu çıkaramadı.
Roma Senatosu büyük bir korku içine düştü ve hemen barış görüşmeleri için, Papa
I. Leon başkanlığında bir heyeti Attila’ya gönderme kararı
aldı.
Papa I. Leon, Attila’dan tüm Hrıstiyanlık dünyası adına
Roma’yı bağışlamasını istedi. Attila eski bir uygarlık merkezi olan Roma’yı
tahripten kaçınıp, Papa’nın ricasını kabul etti ve geri döndü. Attila, Bizans’ı
ve Batı Roma’yı etkisiz hale getirdikten sonra, yönünü İran’daki Sasanî
İmparatorluğu’na çevirdi. Bu devletinde egemenlik altına alınması ile Hunlar
dünya egemenliğini gerçekleştirebileceklerdi. Ancak, Attila İtalya seferi
dönüşünde 453 yılında öldü ve bu seferini gerçekleştiremedi.
Attila öldüğünde, Hun sınırları batıda
Danimarka ve Ren Nehri’ne, doğuda ise İtil (Volga) Nehri ötesine uzanıyordu.
Attila, tarihin yetiştirdiği büyük devlet adamlarından biridir. Onun adı
günümüze kadar dillerden düşmemiş, onun adına operalar bestelenmiş, filmler
çevrilmiş, resimleri ve heykelleri yapılmıştır. O, güçlü bir iradeye sahipti.
Ciddi ve büyük işler yapmaya yetenekli, sadeliği seven ve mütevazı bir
hükümdardı.
Avrupa Hun
İmparatorluğu’nun Yıkılışı
Attila öldüğü zaman arkasında İlek,
Dengizik ve İrnek adlarında üç oğul barakmıştı. Yerine geçen oğulları, devlet
idaresinde başarılı olamadılar. Taht için yapılan kavgalar Hunları zayıf
düşürdü. İlk olarak Hunların başına geçen İlek, ayaklanan Germen kavimleriyle
savaşırken öldü (454).Yerine geçen Dengizik ise zeki idi fakat siyasî yönden
yeterli değildi. Doğu Roma ile yapılan bir mücadelede o da öldü (469). İrnek,
Hunların Batı ve Orta Avrupa’da tutunmalarının mümkün olmadığını anlamıştı. Bu
nedenle Hunların büyük bir kısmı ile Karadeniz’in kuzeyindeki geniş düzlüklere
çekildi. Hunların bir kısmı buradan Orta Asya’ya geri döndü. Bir kısmı ise
Avrupa’ya doğru ilerleyen Avarlara katıldı. İrnek idaresindeki bu Hun topluluğu
daha sonraları Bulgarların ve Macarların devlet olarak ortaya çıkışında önemli
rol oynadılar.
Avrupa Hun İmparatorluğu
Hükümdarları
1) Balamir
(375 - 395)
2) Ildız (395 - 410)
3) Karaton (410 - 415)
4) Muncuk (415 - 425)
5) Oktar (425 - 430)
6) Rua (430 - 434)
7) Bleda (434 - 445)
8) Attila (445 - 453)
9) İlek (453 - 454)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.